Hikaye, Akkız'ın yemin ederken okunu Korkut Han'ın kalbine saplaması ile başlar. Akkız'ın Korkut Han'ın canını almak için attığı ok, düşmanını öldüremez ama onu düşman sarayında oğlu Batuga'ya köle yapar! Özgürlüğüne aşık olan bir dağ kuşu, Gök Sarayı'nda köle olur, ateş edenin kendisi olduğu öğrenilirse hayatına mal olur! Artık hayatlarına mal olacak iki yalanı taşıyan Akkız ve Batuga'nın yolları yıllar sonra tekrar kesişir. Müttefikler kadere göre bir güvene, bu da arkadaşlığa dönüşür. Türklerin kaderini değiştirecek eller burada birleşiyor. Batuga, Türklerin gizli Han'ıdır; Türkleri birleştirerek Akkız'la bir 'Destan' (efsane) yazacak ve engelli bir şehzade ile bir cariyenin el ele vererek neler başarabileceğini tüm dünyaya ispatlayacaktır.
Despite all the insistence of Temur and Saltuk, Batuga refuses to escape alone. Batuga will not leave Akkız locked in the dungeon behind, they will either live together or die together. Also, Batuga has to see if his father will choose Khaganate or paternity this time. Even hopeful. Batuga's and Akkız's hopes end in great disappointment. Although they made a very successful defense during the trial, Alpagu Khan once again chooses tradition rather than his son. Will Batuga succumb this time to the bowstring he escaped as a child, or is it not so easy to kill a Han son born with blood on his palm?
Çok yakında
